1) Ballar petekten ne zaman süzülür?
Arıcılıkta bal süzümü sezon içerisinde alınan bal çeşidine göre farklı zamanlarda olabilmektedir. Sırlanma, balın olgunlaşması açısından çok önemlidir. Buna göre, peteklerdeki balların 2/3’ü sırlandığında süzüm yapılabilinir. Eğer peteklerden süzülecek ballar bir kazan içerisinde harmanlanacaksa kovan içerisinde tek bir peteğe değil de toplu olarak peteklere bakılabilinir ve kovan içerisindeki sırlanan peteklerin ortalaması 2/3 ise bu peteklerin hepsi alınarak süzme yapılabilinir.
2) Kapalı gözlü yavrulu petekler süzülebilir mi?
Kapalı olsun olmasın herhangi bir yavrulu peteklerin bal süzme makinesinde süzülmesi yavruya zarar vermektedir. Böyle bir durum yaşayan yavrular göz içerisindeki gelişmesi durmakta gözden çıkamamaktadır. Gelişmesini tamamlayıp gözden çıkabilen yavrular ise yaşamları boyunca etkin olarak görevlerini yapamazlar.
3) Izgarayı nasıl kullanmalıyız?
Izgara kullanılırken arıların ballığa rahatça girip çıkabilmesi için, ızgara etrafına 1,5 mm kalınlığında çerçeve dönülmesi gerekir. Sonra ana arının kuluçkalıkta olduğundan emin olduğumuz 20 çerçevelik kovanın arılı vaziyette ballığı alınır, çerçevesiz boş bir ballık kuluçkalığın üstüne konulur ve örtü tahtasıyla 2/3’ü kapatılır. Daha sonra kuluçkalık üzerinden aldığımız ballıktaki arılı çerçeveler, kuluçkalığın üstüne koyduğumuz ve 2/3’ünü kapattığımız boş katın içerisine silkelenir. Silkelemeyi yaparken hafif dumanla arıların örtü tahtası altında toplanmalarını sağlanır. Tüm çerçeveler bu şekilde silkelendikten sonra örtü tahtası altında toplanan arılar kovan içine silkelenir boş kat alınır ve etrafı 1,5 mm kalınlığında çerçeve dönülmüş ızgara kuluçkalık üzerine konulur. Daha sonra arılarını silkelediğimiz çerçevelerdeki kapalı erkek arı gözleri bıçakla kesilir. Kapanmamış erkek arı gözleri bulunan çerçevelerde bir daha ki kontrolde kesilmek üzere işaretlenir. Ballık içerisindeki petekler düzenlenip kuluçkalık üzerine konur.
4) Sır almada sır bıçağı mı yoksa sır tarağımı kullanılmalıdır?
Arıların petek örmesi zaman ve bal kaybı demektir. Bu bakımdan örülmüş petekler arıcı açısından çok önemli olmalıdır. Hasat sırasında peteklerin sırının sır tarağı ile alınması petek gözlerini bozmakta, tekrar kullanıldığında daha az miktarda bal depolanmasına sebep olmakta ve arı için yeni petek yapmaktan daha zor bile hale getirmektedir. Sır bıçağının kullanılması peteklerin düzgün kesilmesini sağlar ve petek gözlerini bozmaz. Bu yüzden sır bıçağının kullanılması daha avantajlıdır.
5) Varroa’ya karşı hangi ilacı kullanmalıyız?
Varroa mücadelesinde kimyasal, biyolojik kontrol ve dip tahtasından ayıklama gibi birçok yöntem kullanılmaktadır. Balda kalıntı problemi yaratmaması sebebiyle etkin bir yöntem olan biyolojik kontrol yöntemi ve organik asitlerden Formik asit ve Oksalik asit kullanılması en ideal yöntemlerdir. Bunun yanında esansiyel yağ asitli etken maddeli ilaçlar kullanılmalıdır.
Biyolojik kontrol yöntemi: Ana arı nektar döneminden 4 hafta önce yapılan ızgaralı çerçevenin içine konur. Ana arı sadece bu ızgaralı çerçeve içine yumurta bırakır ve daha sonra sırlanan kuluçkalar imha edilir. Böylelikle Varroa’ nın çoğalabileceği tek yer yumurta gözleri olduğundan gereksiz kuluçkayla beraber Varroa da kovandan büyük oranda temizlenmiş olur. Bu işlem haftada 1 kez uygulandığında bile son derece etkin bir ayıklanma sağlanabilmektedir. Aşağıdaki şekilde ızgaralı çerçeveler görülmektedir.
Bu ızgaralı çerçeveyi her arıcı kendi yapabilir. Söyle ki; kenar çıtaları tamamen aynı kalınlıkta (38 mm) olan bir çerçevenin 2 tarafı ana arı ızgarası ile kapatılır. Yalnız, tek tarafı açıp kapatılabilecek şekilde olmalıdır. Bu çerçevenin içine ana arının yumurta atması için kabartılmış petek konur. Ana arının diğer tarafa geçebilmesi için peteğe delik açılır.
Formik asit kullanımı: 15×25 cm’lik kalın bir bez üzerine 20-30 ml Formik asit emdirilir. Formik asit emdirilen bu bez çerçeveler üzerine veya tabana koyulur. Ancak eğer bez çerçeveler üzerine koyulacaksa % 65’lik tabana koyulacaksa %85’lik Formik asit kullanılması gerekmektedir. Genel olarak Formik asitli bez 6 ila 10 arasında tutulup alınır ancak bu süre hava sıcaklığına göre ayarlanmalıdır. Formik asitin uygulanabileceği ikinci bir yöntem ise 10cc’lik bir enjektörün içindeki basınç lastiğini aşağıya doğru iterek enjektör ağzının kapanmasını sağladıktan sonra enjektörün içine hava sıcaklığına göre değişmekle birlikte 7-8 cc formik asit konularak kovan içinde iki çerçeve arasına sıkıştırılır ve kovan gözlem altında tutulur. Formik asitin miktarı, buharlaşmasına ve varroa üzerindeki etkisine göre arttırılır veya düşürülür. Formik asit bu yöntemlerle İlkbahar ve Sonbahar’ da haftada en az ikişer hafta süreyle uygulanmalıdır. Temastan ve solumadan kaçınılmalıdır.
Oksalik asit kullanımı: Oksalik asit sadece Sonbaharda kuluçkasız dönemde uygulanmalıdır. Uygulamada 1 litre su içerisinde 30 g kuru Oksalik asit veya 1 litre 1:1 şeker şerbeti içerisinde 35 g kuru Oksalik asit eritilir. Hazırlanan bu eriyikten her arılı çerçeve aralığına 5 ml damlatılır veya her arılı çerçeve yüzeyine 3-4 ml püskürtülür. Oksalik asit Formik asit gibi yakıcı olduğundan dikkatle kullanılmalıdır. Diğer bir önemli husus ise hazırlanan solüsyonun uzun süre bekletilmemesidir.
6) Kovanımızda Avrupa Yavru Çürüklüğü hastalığı var, uygulama olarak ne yapmalıyız?
İlk yapılması gereken iş hastalığın tespit edildiği kovanlar diğer kovanlardan uzaklaştırılmalıdır. Arılar temiz kovana silkilmeli ve hasta çerçeveler imha edilmelidir. Kovanın ana arısı yenilenmeli ve koloni iyice sıkıştırılarak yoğun şurupla besleme yapılmalıdır. Her hangi bir ilaç kullanılmasına gerek yoktur.
7) Erken baharda soğuk havalarda kovan önlerinde ölen arılar görüyoruz. Sebebi ne olabilir?
Özellikle erken baharda ısınan havaların arkasından aniden gelen soğuk havalarda görülen bu tür arı ölümleri besleme yanlışlarından kaynaklanmaktadır. Erken bahar döneminde havaların ısındığı ve yavru gelişiminin başladığı dönemde kek ile besleme yapılmaması gerekir. Çünkü kritik dönem dediğimiz bu dönemin arkasından mutlak havalar soğuyacak eğer o dönemde arılara kek verildiyse arı, suya ve dışkılamaya ihtiyaç duyacak kovan dışına çıktığında soğuktan felç olup ölecek kovan önüne düşecektir. Böyle durumlarda eğer kek verilen kovanlar varsa kovan önlerine suluk konulması bu tür ölümleri engelleyecektir.
8) Kovanlarda havalandırmayı nasıl yapmalıyız?
Kolonide kovan içi havalandırma özellikle kışın çok önemlidir. Havalandırması iyi olmayan kovan içinde kış aylarında aşırı nem ve karbondioksit birikmesi olmakta ve çoğunlukla arı ölümleriyle sonuçlanmaktadır. Bu bakımdan kovan uçuş deliği üst hizasında kovan kapağı altından bal tenekesi kapağı büyüklüğünde bir delik açılmalıdır. Açılan bu deliğin her iki yanı tel ile kapatılmalıdır. Bu şekilde yapılan havalandırmada hava akımı üst delikle uçuş deliği arasında etkin bir havalandırma sağlanmakta kış salkımı bundan etkilenmemektedir.
9) Petek saklamayı nasıl yapmamız gerekir?
Petek güvesiyle mücadelede bilinmesi gereken konu, güvenin bal mumuna değil petek içerisindeki polen ve kalıntılarla beslendiğidir. Bu bakımdan petek kullanımı ilkbaharda şu şekilde yapılması gerekmektedir. İlk önce koyu renkli polenli petekler kullanılmalı sonra koyu petekler daha sonra açık renkli polenli petekler ve en son da açık renkli peteklerin kullanılması gerekmektedir. Bu şekilde petek kullanımı yapıldığı zaman petek güvesine karşı önemli bir önlem alınmış olunur. Bunun dışında petek saklamada uygulanabilecek en iyi yöntemler soğukta (7-8 oC’ nin altında) saklamadır. İkinci bir saklama yöntemi ise peteklerin gaz ve asitle fumige edilerek saklanması yöntemidir. Bu amaçla kükürt gazı, asetik asit ve formik asit kullanılabilir.
10) Kovan yerleşimini arazide nasıl yapmalıyız?
Kovanlar arazide dizilimi, arının nektar toplamak için kaynağa gidip gelme sırasında nektar tükettiği göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Bu bakımdan kovanlar ne kadar çiçeğe yakın olursa arı kovana o kadar nektar getirir. Kovanların kaynağa mümkün olduğu kadar yakın ve her biri farklı yöne bakacak şekilde dizilmesi ve kaynağa doğru dairesel dizilmesi en doğru yöntemlerdir. Aynı zamanda arazide arıların faydalanabileceği ballı bitkilerin yeterliliğine göre kovan yoğunluğunun ayarlanması yapılmalıdır.
11) Ana arının 1 ay iyi yumurtlayıp daha sonra yumurtlamayı kesmesi neden kaynaklanır?
Ana arıların koloniye verildikten sonra yumurtlamayı kesmesinin aşırı ilaç uygulaması ve koloni yönetim yanlışlıkları yoksa ana arının niteliksiz olmasından kaynaklanmaktadır. Niteliksiz ana arıların yeteri derecede vücut büyüklüğüne ve ağırlığına sahip olmamaları dolaysıyla yumurtalıklarının gelişmemiş olması ve çiftleşme uçuşunda yeterli miktarda döllenememesi sonucunda ana arılar 1 ay gibi bir süreden sonra yumurtlamayı kesmekte veya erkek arı yumurtası bırakmaktadırlar. Satın alınan veya yetiştirilen ana arıların kalitesinde uygun genotip, aşılanan larvanın yaşı, yetiştirme yöntemi, ana arı yetiştiren kolonilerin gücü, transfer edilen larva sayısı, yetiştirme mevsimi ve yetiştirilen yerdeki erkek arı oranı gibi faktörlerin etkili olmaktadır.
12) Kışın beslemeyi nasıl yapmalıyız?
Besleme hiçbir zaman kış mevsimine bırakılmamalı, kış mevsiminde besleme yapılmamalıdır. Sonbahar mevsimi içerisinde kovana koloniyi ilkbahara çıkartabilecek kadar besin bırakılmalıdır. Arılar için en iyi kış besini şurup verilerek yaptırılmış baldır. Çünkü kek ve polen, arıları dışkılama ve su ihtiyacına sevk etmekte düşük sıcaklıklarda dışarıya çıkan arılar ölmektedir. Bu yüzden hasat yapıldıktan sonra yoğun şurup beslemesi ile kışlık besin yaptırılmalıdır. Kışlık besinde kesinlikle çabuk kristalize olan ballar örneğin ayçiçek balı ve içerisinde arının yararlanamadığı bir şeker olan dekstrin bulunan çam balı kullanılmamalıdır.
13) Baharda şurup hazırlarken şeker/su oranı nasıl olmalıdır?
Şurup hazırlarken bilinmesi gereken en önemli konu hiçbir zaman su oranı şeker oranından fazla olmamalıdır. Baharda şurup, 1 kısım şeker, 1 kısım su şeklinde hazırlanmalıdır. Bu kıt dönemlerde 2 kısım şeker 1 kısım su şeklinde de yapılabilinir.
14) Kışa girmeden kovanda ne kadar bal bırakmalıyız?
Kovanlarda bırakılacak kışlık yiyecek, arı mevcuduna göre değişmekle beraber en az 4-6 çerçeve sırlanmış bal olarak bırakılmalıdır.
15) Beslemede bira mayası, yumurta akı, kullanmak arı için faydalımı?
Bu tip besinler genelde arıcılar tarafından arıların protein ihtiyacını karşılamak için kullanılmaktadır. Beslemede arılara bal, polen, kek, şurup, vitamin ve mineral madde kombinasyonları dışında hiçbir besin kullanılmamalıdır. Bu besinlerin dışındaki besinler arının sindirim sistemini bozmakta ve ishale neden olmaktadır.
16) Ana arı koloniye kabul edilmiyor sebebi ne olabilir?
Ana arının koloniye kabul edilmeyişinin bir çok sebebi olabilir. Ana arı verilirken dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Kolonide yalancı ana varlığı, arı ırkı, ana arının verilme zamanı, veriliş şekli öncelikle dikkat edilecek hususlardır. Ana arı verilecek koloninin uzun süre anasız kalmamış olması ve ana arı verilirken arıların yapmış olduğu doğal yüksüklerin bozulması gerekmektedir. Bunun yanında ana arı kafesle verilirken kafes içerisindeki bakıcı işçi arıların koloniye verilmeden mutlaka uçurulması gerekmektedir. Çünkü koloni, ana arı ile verilen işçi arıları ayrı bir koloni olarak algılayıp öldürme riskinin olabileceği bilinmelidir. Ana arı, koloniye kafes içerisinde kafes çıkış yolunu kekle doldurup arıların yoğun olduğu ortadaki iki çerçeve arasına sıkıştırılarak verilmelidir. Böylece arıların keki tüketmesi sırasında geçen zaman içerisinde koloni verilen ana arıya alışacak ve problemsiz kabul edecektir.
17) Hastalıklara karşı antibiyotikleri ne zaman vermeliyiz?
Arılara kesinlikle koruyucu amaçlı antibiyotik verilmemesi gerekmektedir. Bu yüzden antibiyotik verilecek kolonide mutlaka hastalık tespiti yapılmalıdır. Hastalıklı kovana antibiyotik uygulaması yapılacaksa bal mevsiminde ve öncesinde kesinlikle yapılmaması gerekmektedir. Eğer zorunlu bir durum varsa koloni arılıktan ayrılmalı ve uygulama yapılmalı fakat o sene hiçbir şekilde balı alınmamalıdır. Aksi taktirde süzüm sırasında hastalık malzemelere bulaşabilir ve antibiyotik kalıntılı bal diğer balları da kirletebilir.
18) Bal mevsimi zamanı 3. katta bal yerine kuluçka gözüküyor ne yapılması gerekir?
Bal mevsiminde 3. katta yumurta gözüküyorsa alt katlarda kuluçka ile kaplanmış demektir. Bu durumda olan bir koloninin o anki nektar akım zamanında bal yapması çok zordur. Çünkü az sayıda tarlacı arılar tarafından getirilen nektarlar beslenmesi gereken kuluçka tarafından tüketilmekte kuluçkadan çıkan genç arılarda petek gözlerini temizleyip tekrar ana arının yumurta bırakması için yer açmaktadır. Bu şekilde çalışma döngüsü olan bir koloninin tüketici arı sayısı üretici arı sayısından fazla olduğu için koloni bal depolayamayacaktır. Bu şekildeki durumların gözükmemesi için nektar akım zamanından 1,5 ay önceye kadar koloninin yoğun kuluçka yapması sağlanmalı, daha sonra ana arının kuluçka faaliyetinin kesilmesi ve nektar döneminde ana arı ızgarasının kullanılması gerekmektedir.
19) Hasat yapıldıktan sonra balı nasıl saklamamız gerekiyor?
Balın, hasat yapıldıktan sonra uygun koşullarda saklanması HMF miktarı ve Diastaz değeri bakımından çok önemlidir. Ballardaki HMF miktarı ısının etkisiyle yükselmekte diastazda değeri de ters orantılı olarak düşmektedir. Bu bakımdan ballar mümkün olduğu kadar serin, ışık almayan, nemi az olan yerlerde ve ağzı hava almayacak şekilde kapatılabilen saklama kaplarında saklanmalıdır. Uygun koşullarda olsa bile balın uzun süre bekletilmesi diastaz değerinin düşmesine HMF miktarının yükselmesine ve balın koyulaşmasına neden olur. Uzun süre depolanacak balın nem içeriği de önemlidir. Pastörize edilmemiş ve nem içeriği % 17’den yüksek ballarda fermantasyon riski bulunmaktadır.
20) Ana arıyı kaç yılda bir değiştirmeliyiz?
Koloninin düzeninin sağlanması, kuluçka etkinliği, hastalıklara karşı dayanaklılığı ve kışı geçirme kabiliyeti bakımından ana arı modern arıcılıkta 1,5 sene kullanılmalıdır. Koloninin kışlama yeteneği ana arının genç olmasıyla artmaktadır. Bu bakımdan ana arının kolonide 1 kış ve 2 bal sezonu geçirmesi en doğru yöntemdir.
21) Beslemede kullanılacak kek nasıl yapılmalıdır.
Kekler piyasada satılan pudra şekerlerinden değil, öğütülmüş çay şekerinden yapılması gerekmektedir. Çünkü piyasada bulunan pudra şekerlerine topaklanmayı önlemek için nişasta katılmıştır. Bunun yanında kek içerisine vitamin ve mineral madde kombinasyonları katılabilir.
22) Topladığımız poleni arıya besin olarak nasıl ve hangi zamanda vermeliyiz?
Polen, protein, yağ, mineral madde ve vitamin ihtiyacı bakımından koloni gelişiminde gerekli ve önemli bir üründür. Bu bakımdan bir önceki sezonda toplanan polenler derin dondurucuda taze olarak saklanmalıdır. Saklanan polenler, koloni kıştan bahara çıktıktan ve havaların tam olarak ısınmasından sonra kuluçka faaliyetinin arttırma amaçlı pudra şekeri ile hafif tatlandırıp koloniye verilmelidir. Polenin yoğun verildiği zamanlarda hava sıcaklığının aniden düşebilecek olması dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur. Eğer arının uçamayacağı kadar hava sıcaklığının düştüğü durumlardan önce kek verilmişse kovan giriş deliği önüne mutlaka suluk konularak arıların su ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir.
23) Arılarda birleştirmeyi nasıl yapabiliriz?
Birleştirme, zayıf ile orta koloniler, ana arısız ile ana arılı koloniler ve 2 zayıf koloniler arasında yapılabilir. Birleştirmenin sorunsuz gerçekleşmesinde doğadaki nektar durumu çok önemlidir. Birleştirme yapılacak kovanlar her gün birbirlerine 50cm yakınlaştırılmalıdır. Birleştirme için akşam saatleri tercih edilmelidir. Birleştirme kâğıt ve sinek teli ile yapılabilir. Eğer zayıf koloni güçlü bir koloni ile birleştirilecekse güçlü koloninin üzerine kâğıt serilir ve bir kürdan yardımıyla arıların geçemeyeceği fakat zamanla delikleri büyütüp geçebilecekleri küçük delikler açılır. Sonra kâğıdın üzerine kokulu bir parfüm püskürtülür ve üzerine boş bir ballık koyulur. Birleştirecek kovanlarda bulunan ana arılardan yaşlı olan alınır ve arılar çerçevelerle boş ballık içerisine aktarılır. Uygulama yapıldıktan sonra 3 gün beklenir ve kovana hiçbir müdahalede bulunulmaz. Geçen süre içerisinde kâğıttaki delikleri genişleten arılar arasında birleşme gerçekleşir. Kovan açılarak parçalanmış kâğıt kovandan alınır.
24) Kovanlardaki küflenme neden kaynaklanabilir?
Kovanlardaki küflenmenin ana sebebi kovan içerisindeki nemin fazla olmasından ve kovan içinde ıslak bölgelerin varoluşundan kaynaklanmaktadır. Kovanların su geçirmesi ve arıların su oranı yüksek şuruplarla beslenmesi kovan içi nem miktarını arttırdığından kovan içinde küflenmeler olabilmektedir.
25) İki farklı bölgeden bal aldıktan sonra çam döneminde arı zayıf kalıyor. Ne yapmamız gerekir?
Bir koloninin arka arkaya 3 ayrı bölgede bal üretimine sokulması arıcılıkta yapılan hatalardan bir tanesidir. Özellikle 2 farklı bölgeden bal altıktan sonra çam balı üretimine kolonilerin sokulması, zaten arı mevcudu bakımından yeterli olmayan kolonilerin polen olarak yetersiz olan bölgede kuluçka etkinliği azalmasına ve arı mevcudunun hızla düşmesine neden olmaktadır. Bu bakımdan, koloniler bal üretim sezonundan önce düzenlenmelidir. Düzenleme şu şekilde yapılmalıdır; Arılıktaki kolonilerin yarısı 1. bal mevsiminde bal üretmek için, diğer yarısı da bu kolonileri desteklemek üzere ayrılmalıdır. 1. bal mevsimine 1 ay kala destek kolonilerinden sadece kapalı kuluçkalı çerçeveler üretim kolonilerine, üretim kolonilerindeki bakıma muhtaç açık larvalı çerçeveler ise destek kolonilerine aktarılır ve üretim kolonileri 1. bal üretimine sokulur. 2. bal üretiminde ise 1. bal üretiminde destek kolonileri olarak ayarlanmış koloniler bal üretiminde, 1. bal üretiminde bal üretimi yapmış kolonilerde destek kolonileri olarak kullanılır. Bu koloni döngüsü 3. bal üretiminde de devam eder. Bu şekilde yapılan üretim tekniğinde bal üretim zamanlarında üretim kolonilerindeki tarlacı arı popülâsyonu her zaman maksimum seviyede olduğu için arka arkaya bal üretimlerine sokulabilir ve arı mevcudu olarak normal olan iki kovanın üreteceği baldan daha fazla bal elde edilebilinir.
26) Balın kristalleşmesinin sebebi nedir?
Kristalleşmenin başlıca sebepleri; balın oluşmasında yararlanılan çiçeklerin türü, kovandan alımın geç veya erken olması, eski peteklerin kullanılması, balın içerdiği hava kabarcıkları, polen ve diğer partiküllerin miktarı, balın depolandığı yerin nem ve sıcaklığı ile ambalaj kaplarının çeşididir.
27) Petekleri güveden korumak için tuzluyoruz, uygulama doğrumu?
Peteklerin tuzlanması petekleri güvelerden tam olarak koruyamadığı gibi, tuzun bileşimde bulunan klorun arılar için zehirli etki yapar. Bundan dolayı tuz kullanımı yanlış bir uygulamadır. Petek saklamada tuzlama yerine soğuk hava deposu, formik asit ve oksalik asitin kullanılması en doğru yöntemlerdir.
28) Kolonide kullanacağımız arı ırkını neye göre seçmeliyiz?
Arı ırkı seçerken dikkat edilmesi gereken en önemli konu, arının genetik özelliklerinin arıcılık yapılan bölgenin iklim ve çevre şartlarına uygun olmasıdır. Bundan dolayı arı ırkını seçerken aynı iklim kuşağında morfolojik ve fizyolojik özellikler bakımdan maksimum düzeyde etkinlik gösteren ırk ve ekotipteki arılarla çalışılmalıdır. Arıcıların kendi bölgesinde bulunan yerli ırklarla çalışması bu yönde önemli avantajlar sağlamaktadır.
29) Arılıktaki bazı kolonilerim hırçın, ne yapmam gerekiyor?
Arılıktaki hırçın kolonilerle çalışılmak istenmiyorsa bu kolonilerdeki ana arılar mutlaka değiştirilmelidir. Bunun için yapılması gereken arılıktaki sakin, oğul davranışı düşük, hastalıklara karşı dayanıklı, kuluçka etkinliği yüksek kolonilerden ana arı yetiştirmeli ve bu yetiştirilen yeni ana arılarla hırçın kolonilerdeki ana arılar değiştirilmelidir.
30) Arının kata çekilmesi işlemi nasıl yapılmalıdır?
Arının kata çekilme işlemi şu şekilde gerçekleştirilmelidir. 10 çerçeve yoğun arı mevcudu olan bir koloniden kapalı yavru gözlü 2 çerçeve kata alınır ve iki yanına ballı çerçeveler konulur. Kuluçkalıktan alınan kapalı gözlü çerçevelerin yerine her iki yandan ikinci sıralara kabartılmak üzere temel petek yerleştirilir. Ayrıca kattaki kuluçkaların soğuktan etkilenmemeleri amacıyla üstleri alt kuluçkalığı da kapsayacak şekilde “Z” harfi biçiminde çuvalla örtülür. Böylece alt kuluçkalıktaki sıcak havadan üst kattaki kapalı kuluçkalarda faydalanabilir.
31) Küçük kovanlarda kışlatma yaparsak daha iyi sonuç alır mıyız?
Arıların küçük kovanlarda kışlatılması kovan içinin daha kolay ısıtılması dolayısıyla kışlık bal tüketimi açısından avantajlar sağlar. Ancak küçük kovanların havalandırmasının iyi yapılması gerekmektedir. Aksi taktirde kışlama esnasında koloni ölümleri gerçekleşebilir.
32) Arı kuşu için alınabilecek önlemler nelerdir?
Zararlı böceklerle mücadele önemli bir kuş türü olduğu için arı kuşlarının avlanması yasaktır. Bu yüzden, düdük çalmak, arılığın etrafını korkuluk veya rüzgârda ses çıkartan naylon kuşakla çevirmek gibi avlanmanın dışında farklı önlemler denenebilir.
33) Eşek arısı arılarımıza zarar veriyor. Ne yapmamız gerekiyor?
Nektarın az olduğu kurak dönemlerde sayı olarak fazlalaşan eşek arılarıyla mücadelede en etkili yöntem, genelde arılık çevresine yakın alanlarda bulunan saçak altlarına, ağaç kovuklarına çalı içlerine yaptığı yuvalarını bozmaktır. Özellikle ilkbaharda bu yöntem uygulanırsa eşek arı yuvası gelişmeden öldürülmüş olur. Bunun dışında arılık civarına eşek arısı kapanı olarak satılan aletlerin içine ciğer veya et parçası konması, büyük kola şişelerinin içerisine bal ve birkaç eşek arısı koyarak eşek arılarının buraya girmesinin sağlanması ve kolonilerin güçlü tutulması yapılacak uygulamalardır.
34) Kek yapımında kullandığımız pudra şekerini piyasadan alabilir miyiz?
Kek yapımında kullanılan pudra şekeri piyasada, marketlerde ve bakkallarda satılan pudra şekerlerinden yapılmaması gerekmektedir. Çünkü piyasada satılan pudra şekerlerinin içine topaklanmayı önlemek için nişasta katılmaktadır. Kek yapımında kullanılan bu nişastalı pudra şekerleri balda istenmeyen oranda nişasta kalıntısına neden olmaktadır. Bu yüzden kek yapımında kullanılacak pudra şekerlerini şeker pancarından üretilmiş, şekerlerin öğütülmesiyle elde edilen pudra şekerlerinden yapmak gerekmektedir.
35) Arı kaçıran aletini nerede ve nasıl kullanabiliriz?
Arı kaçıran aleti bal hasat zamanında kullanılır. Bu aletin hasatta kullanılması için kovanda mutlaka ızgara kullanılmış olması gerekmektedir. Ballıktaki arıların kuluçkalığa inmesine olanak veren bu alet arıların tekrar ballığa çıkmasını engeller. Kullanılması gayet basit olan bu alet örtü tahtasına monte edilir ve akşam saatlerinde hasat edilecek ballığın altına koyulur. Izgara kullanıldığı için ballıkta kapalı yavru olmadığından hiçbir görevi olmayan arılar akşam kuluçkalığa iner ve tekrar yukarı çıkamaz. Böylece sabah arılığa gelen arıcı arı kaçıran kullanılan kovanı maskesiz şekilde hasat edilebilir.
36) Otomatik bal süzme makinelerinde dikey olarak süzülen peteklerde parçalanmalar oluyor. Önlem için ne yapmamız gerekir?
Süzme makinelerin de dikey olarak yapılan süzümlerde petekler yatay olarak tellendiği için parçalanmalar olabilir. Bunun önlenmesi için dikey olarak süzümü yapılan peteklerin dikey olarak tellenmesi gerekmektedir.
37) Basit olarak propolisi nasıl üretebiliriz?
Arılar sonbahar mevsiminde propolis toplama aktivitesi gösteririler. Propolis üretilecek koloninin kovan örtü tahtası alınır ve yerine arıların geçemeyeceği genişlikte aralıkları olan plastik örtü kapağı konulur. Üst örtü kapağının altına konulan aralıklı plastik örtü kapağının boşluklarını arılar propolis ile kapatırlar. Propolis ile aralıkları kapatılan bu kapak kovandan alınır ve derin dondurucuya konulur. Soğukta sertleşen propolis plastik malzemenin bükülmesiyle kolayca ayrılır ve işleme alınabilinir. Bunun yanında başka bir üretim yöntemi olarak katlı kovanlarda iki kat arasında yan tarafı hafif açaraktan propolis üretimi sağlanabilinir.
38) Arı sütünü nasıl saklamalıyız?
Saf arı sütü ışık almayacak şekilde derin dondurucuda -17°C’de 2 yıl besin değerini kaybetmeden saklanabilir. Bunun yanında arı sütü bala karıştırılmış olarak 0°C ile +4’°C arasında ışık almayacak şekilde besin içeriğini kaybetmeden saklanabilir. Arı sütünde hiçbir şekilde soğuk zincir bozulmamalıdır. Kovandan alındıktan sonra vakit geçirmeden derin dondurucuya konulmalıdır.
39) Poleni nasıl saklamalıyız?
Kovanlardan toplanan taze polen kullanım amacına göre 2 şekilde saklanabilir. Eğer polen arılar için besin olarak kullanılacak yada taze olarak tüketilecekse kovanlardan toplandıktan sonra taze olarak derin dondurucuda -17°C’de saklanmalıdır. Bunun yanında polenin satışı düşünülüyorsa depolamadan önce su içeriği en az %8’e, güvenilir bir dayanıklılık için mutlaka %6’a kadar düşürülmelidir. Kurutulan polenler koyu renkli cam ambalajlarda oda sıcaklığında 1-2 ay, +4°C’de yaklaşık 1 yıl besin içeriğinden değer kaybetmeden saklanabilinir. Arıcıların dikkat etmesi gereken husus kurutmanın gölgede ve hava akımıyla yapılmasıdır.
40) Paket arıcılık nedir? Nasıl yapılıyor?
Paket arı üretimi, iklim farklılığı olan ülkelerde ılıman bölge arıcılarının bal arısı kolonilerinden belirli ağırlıkta ürettikleri arı mevcudunu peteksiz olarak özel kutular içersinde soğuk bölge arıcılarına göndermeleri ile geliştirilen bir arıcılık sistemidir. Paket arı üretimi; soğuk bölgelerde arı üreticilerinin üretim girdilerini ve kış kayıplarını ekonomik yönden azaltarak daha randımanlı bal üretimini daha kısa bir sürede almaları; ılıman bölge arıcılarının ise uygun iklim ve bitki örtüsü altında çok sayıda arı üretmeleri temel prensibine dayanmaktadır.
Arı paketlerinin hazırlanacağı koloniler Sonbahar mevsiminden itibaren bakım ve besleme yapılarak 18000’lik arı mevcuduna ulaştırılır. Hazırlanan bu kolonilerden 10 gün aralıklarla 2 kg arı silkinebilinir. 35000’lik miktarlarda ki popülâsyonlarda bu rakam 2,5 kg kadar çıkartılabilinir. Ancak bir seferde en fazla 3 kg arı silkinmelidir. Paket arılar analı ve anasız olarak hazırlanabilinir. Analı olarak hazırlanan paket arılarda ana arı kafes içerisinde kutuya konulmalıdır. Arıların konulacağı taşıma kutuları taşınacak arı miktarına ve bölgeye göre değişmekle birlikte genelde 25x15x35 cm ve 15×22.5×40 cm boyutlarındadır. Paketlerin 6 tarafı tahta 2 tarafı havalandırma sağlamak için telle örtülüdür. Arı paketlerinin doldurulma işi genellikle işçi arıların ve erkek arıların dışarıda olduğu öğleden sonra yapılır. Bu iş için silkme hunisi ve silkme kutusu olarak iki ayrı yöntem kullanılabilir. Silkme hunisi yönteminde önce kolonilere iyice duman verilerek arıların bal yiyerek sakinleşmeleri sağlanır. Koloni kontrol edilerek ana arısı bulunur ve emniyetli bir yere alınır. Sonra diğer peteklerdeki arılar özel bir huni yardımıyla önceden hazırlanan iki yüzü tel ile kaplı paket kutuları içerisine silkelenir. Siparişe göre ağırlıkları ayarlandıktan sonra 1 lt, 1:1 oranında hazırlanan şeker şurubu ve kafes içerisinde bir ana arı ile birlikte gideceği yere postalanmaya hazır duruma getirilir.
Silkme kutusu yönteminde kolonideki arılar ballıkla birlikte, üzerinde ana arı ızgarası bulunan standart kovan ölçüsündeki özel bir huninin içerisine yerleştirilir. Petekler üzerindeki işçi arılar huni içersine silkelenir. İşçi arılar ızgaranın altındaki kutuya geçerken ana arı ızgara üzerinden geçemez ve ana arı tekrar ait olduğu kovanın kuluçkalığa geri verilir. Silkme kutusunda biriken arılar paketlemenin yapılacağı yere getirilir, tartılarak paketlere yerleştirilir ve gideceği yere gönderilir.
41) Varroa’ya karşı kullanılan Formik ve Oksalik asitin bala olumsuz etkisi varmı?
Balın içerisinde de doğal olarak bulunan, Varroa mücadelesinde etkin şekilde kullanılan formik ve oksalik asitin bala kalıntı bakımından hiçbir olumsuz etkisi yoktur. Ancak kolonilerde yüksek sıcaklıklarda ve kullanılması gerekenden fazla miktarda kullanımında arı kolonilerinde ölümlere neden olabileceğinden bu konuya dikkat edilmesi gerekmektedir.
42) Çam Pamuklu Koşnil böceği arıya nasıl nektarı sunuyor?
Çam Pamuklu Koşnili protein ihtiyacını karşılamak için kızılçam ağaçlarının öz suyunu emmektedir. Böceğin emdiği özsu düşük miktarda protein içermesine karşın yüksek miktarda su ve şeker içerir. Koşnil böceği bu suyun içerisinden kendi için gerekli olan kısmı aldıktan sonra, geriye kalanı vücudundan dışarı atmaktadır. Böcek tarafından dışarı atılan, su ve sakaroz içeren bu madde çam balının kaynağını oluşturur.
43) Petek güvesine karşı ceviz yaprağı ve defne yaprağının koruyucu etkisi varmı?
Petek güvesine karşı kullanılan ceviz yaprağı ve defne yaprağı gibi kokulu bitkiler, güvelerin sadece peteğin kokusunu almalarını engellerler ve kısmen koruyucu etkileri olabilir. Ancak daha öncesinde güve tarafından petek üzerine bırakılmış yumurtalar varsa kokulu bitkiler bu yumurtalar üzerinde etkili olmaz ve yumurtalardan çıkan güveler peteklere zarar verir. Bu sebeple, petek güvesine karşı, bu tür kokulu maddeler kullanılacaksa petekler kovandan alındıktan sonra derin dondurucuda 24 saat bekletilerek güve yumurtalarının ölmesi sağlanmalıdır.
44) Arılara, petek kabartma işini ne zaman, kovanın neresinde yaptırmalıyız?
Petek kabartma işlemi hiçbir zaman bal mevsimine bırakılmaması gerekmektedir. Kabartma işlemine ilkbaharda başlanmalı ve bal mevsiminden önce bitirilmelidir. Kabartılmamış petekli çerçeveler kovan içerisinde sağdan ve soldan 2. sıralara konulmalıdır. Bu şekilde kovan içerisine yerleştirilen peteklerin her iki tarafına arı bastığından kabartma işlemi daha hızlı olmaktadır.
45) Arı beslemesinde akide şekeri kullanıyoruz. Arıya zararı var mı?
Arı beslemesinde bal, kek, şurup dışında kullanılan şekerli maddeler özellikle sert besinler arılar için zararlı olmaktadır. Akide şekeri hem arının ağız yapısı hem de sindirim sistemi için zararlıdır ve arılarda ishale neden olabilmektedir.
46) Arı otu bitkisinin nektar verimi yüksek mi? Nereden temin edilebilinir?
Halk arasında arı otu denilen fazelya nektar verimi oldukça yüksek bir bitkidir. Dünyada önemli bir nektar kaynağı olarak bilinir. Dönümde 30 ile 100 kg arasında bal potansiyeline sahiptir. Ülkemizde nektar kaynağının az olduğu Mart ve Mayıs aylarında önemli bir ballı bitki olarak değerlendirilebilinir. Arı Otu’ndan 15 gün ara ile farklı alanlarda dönemsel ekilirse uzun süre faydalanabilinir. Dönüme 1,5-2 kg arasında tohum atılarak 30 cm aralıklarla, 1,5-2 cm derinliğe erken ve geç olmak üzere Ekim ve Kasım aylarında ekimi yapılır. Ülkemizde arı otu tohumları Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl ve İlçe Müdürlüklerinde, Araştırma Enstitüleri ve tohum satışı yapan özel ticarethanelerden temin edilebilinir.
47) Anasız bir kovanda arıların hazırlamış olduğu ana arı gözlerinden, en iyi ana arı gözü hangisidir?
Ana arı üretiminde ana arının kalitesini etkileyen faktörlerden bir tanesi ana arının yetiştirildiği işçi arı larvasının yaşıdır. Yaşlı larvalardan üretilen ana arılar beslenme dönemlerinin daha kısa olması nedeniyle daha az arı sütüyle beslenmekte bu yüzden canlı ağırlıkları normalden düşük kalmakta ve üreme sistemlerindeki gelişim daha az olmaktadır.
Bu bakımdan, ana arısız bir kolonide, arılar tarafından ilk yapılan ana arı gözlerinin 3-4 günlük larvalardan yapıldığı ve bu gözlerden verimsiz ana arının çıkabileceği düşüncesiyle koloninin anasız kalmasından 5 gün sonra koloni kontrol edilmeli kapanan ana arı gözleri imha edilmelidir. Kolonide geriye kalan ana arı gözleri muhtemelen günlük işçi arı yumurtalarından yetiştirildiği düşünülerek bu ana arı gözleri sağlam bırakılmalıdır.
48) Bir arı kolonisinin 2 ana arıyla çalıştırılabilir mi? Avantajı var mı?
Bir koloninin 2 ana arıyla çalıştırılması mümkündür. Kolonilerde 2 ana arı çalıştırılmasında Farrar ve Banker adında 2 farklı yönetim sistemi başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. 2 ana arılı yönetim sistemlerinde amaç, bal mevsiminden önce kovanda 2. ana arıyla daha fazla kuluçka üretimi sağlamak ve bu sayede elde edilen arı mevcuduyla maksimum balı üretmektir. Yapılan çalışmalarda 2 ana arılı yönetim sistemlerinin tek ana arılı sistemlere göre yaklaşık % 70 daha fazla bal verimi artışı sağladığı görülmektedir. Bal verimi dışında 2 ana arılı kolonilerle çalışılmasının daha az oğul verme, hastalıklara karşı dayanıklılık, kış kayıpları azlığı gibi avantajları da bulunmaktadır. Sistemin uygulanması sırasında, ek katların atılması yükselen arı kolonisinin devrilme riskini arttırdığından ek yardımcı elemana gereksinim duyulması ve uygulama zorluğu, araştırmacılar tarafından sistemin dezavantajı olarak görülmektedir.
49) Oğul veren kolonilerdeki ana arı yüksüklerinden ana arı üretilmesi doğrumu?
Modern arıcılıkta koloninin oğul vermesi bal üretim miktarını düşürdüğünden istenmeyen bir olaydır. Oğul veren kolonilerde genetik olarak oğul verme eğilimi olduğundan, aynı kolonideki ana arı yüksüklerinden üretilen ana arılarda da oğul eğilimi olacaktır. Bu bakımdan oğul veren kolonilerdeki ana arı yüksüklerinin kullanılması doğru bir yöntem değildir. Bu uygulamanın yerine oğul vermeyen koloniden ana arı üretip anasız kovana verilmesi gerekmektedir.
50) Arılar propolisi kovanın neresinde toplar?
Bal arıları ağırlıkla ilkbahar ve sonbahar aylarında propolis toplarlar. Propolis toplama miktarı koloni ihtiyacına, iklime ve ırklara göre değişkenlik gösterir. Arılar propolisi kovanda yoğun olarak kovan içi alt tahtasında, uçuş deliği ağzında ve örtü tahtaları arasında toplamaktadırlar. Ancak kovan içi alt tahtasına ve uçuş deliği ağzında toplanan propolis içerisine bal mumu kırıntıları ve artık maddelerin karışması nedeniyle saf değildir. Propolisi en temiz toplama metodu kovanların üzerine konan propolis tuzaklarının kullanılmasıdır.
51) 4 çerçeve arıya sahip kolonime verdiğim temel peteklerin sadece tek tarafı işleniyor. Peteklerin diğer tarafını işletmek için ne yapmam gerekiyor?
Bir arı kolonisinin mum salgılayıp petek işlemesi için kolonide 12–18 yaş arası arıların yeterli miktarda bulunması gerekir. Bunun yanında petek işlemede arıların uygun sıcaklığa ve yeteri düzeyde bala ihtiyacı vardır. Bu açıdan bakıldığında diğer faktörlerin var olduğu kabul edilirse, 4 çerçeveli arılı kolonide peteğin tek tarafının işlenmesi kolonideki arı mevcudunun düşük olmasından kaynaklanmaktadır. Bunun yanında kolonide işlenecek peteğin mutlaka kovanın ikinci sırasına yerleştirilmesi gerekmektedir. Bu tip durumla karşılaşıldığında denenmesi gereken uygulamalardan bir tanesi de peteğin ters çevrilerek aynı yere yerleştirilmesidir.
52) Daha önce alerjisi olmayan birisine arı sokması alerji yapabilir mi?
Bilimsel yayınlarda arı zehrine karşı alerjisi olmayan bir kişinin uzun süre aynı etkiye maruz kaldığında zamanla vücudunda alerjik reaksiyon gelişebildiğini yönünde bilgiler vardır. Bu bilgileri destekleyici olarak bazı arıcılar, yıllardır arı sokmasına maruz kaldıklarını şimdiye kadar vücudun da kızarma ve şişme olmadığı halde son zamanlarda arı sokmasından sonra, arı tarafından sokulan yerde kızarmalar ve şişlikler meydana geldiğini belirtmektedirler.
53) Eski kovanı yenisiyle değiştirdim ama koloni faaliyeti azaldı sebebi ne olabilir?
Eski kovanların yenisiyle değiştirilmesinde yapılan en önemli hatalardan birisi ana arının kovan değiştirme esnasında yanlışlıkla ölmesi veya dışarıda bırakılmasıdır. Bu bakımdan aktarım esnasında veya aktarım sonrasında mutlaka ana arının kolonideki varlığı kontrol edilmelidir. Ana arı kovanda çerçeveler üzerinde olmayıp kovan içi yan tahtalarında da olabilir. Aktarım sırasında ana arısı ölen koloninin uçuş faaliyetleri azalabilir.
54) Kuluçkalıkta eski petekleri kullandığımızda arılar gözlerden küçük çıkıyor. Eski petekleri kullanmanın sakıncası var mı?
Kullanılan eski peteklerde arıların küçük çıkmasının sebebi eski peteklerdeki petek gözlerinin yeni petek gözlerine göre daha küçük olmasıdır. Eski peteklerin siyahlaşması ve gözlerinin küçülmesi petek gözü içerisinde gelişim evreleri sırasında ortaya çıkan yavru arıların petek gözünden çıkışlarında bıraktığı gömleklerden kaynaklanmaktadır. Ancak kararmış petek gözlerinden daha küçük boyutlarda çıkan arılar kısa sürede normal boyutlarına ulaşabilmektedirler. Bu açıdan kovanlarda eski peteklerin kullanılmasının hastalık vb. olmadığı sürece 2-3 sene kullanılmasının hiçbir sakıncası yoktur. Ana arının yumurta bırakmak için koyu renkli petekleri tercih etmesi ve arının petek yapımında harcadığı zaman ve bal miktarı göz önüne alındığında eski petekleri kullanmak avantajdır.
55) Arı kolonisinde bölme uygulamasını ne zaman nasıl yapmalıyız?
Modern teknik arıcılıkta bal mevsimine her zaman güçlü kolonilerle girilmesi amaçlanmalıdır. Bu uygulama göz önünde bulundurularak eğer sezonda yüksek miktarda bal üretmek isteniyorsa, bal mevsiminden önce koloni bölünmesi yapılmamalıdır. Koloni bölme işlemi bal sağımı gerçekleştikten sonra yapılmalıdır. Ancak bal mevsiminde istenilen seviyeye gelemeyeceği düşünülen kolonilerde bölme yapılarak çoğaltma yoluna gidilebilinir. Bölme yapılacak koloninin arı mevcudu ve yumurtalı çerçeve sayısı yeterli seviyede olmalıdır. Kovandaki ballı, polenli ve yavrulu çerçeveler dengeli olarak bölünür. Bölme işlemi sırasında mutlaka ana arı bulunmalı, ana arının hangi kovanda olduğu bilinmelidir. Bölünme sonucu elde edilen ana arısız koloniye nitelikli ana arı verilmesi ve koyu şurupla beslenmesi gerekmektedir. Ayrıca uygulamada bölünen arı kolonisinin tarlacı arıları her iki kovana eşit olarak dağılması için, bölme ile hazırlanan kovanlar, eski kovanın uçuş deliğini ortaya alacak şekilde yerleştirilmelidir.
56) Ağaçtaki arı oğulu kovana nasıl aktarabiliriz?
Ağaç dalına konan oğul, ağacın ulaşılabilecek bir yerindeyse içerisinde kabartılmış petek olan boş bir kovan, ağaçtaki oğulun altına getirilip, dal sert bir biçimde silkelenir. Silkeleme sonucu geriye kalan arıların ağaçtan alınması için oğulun üzerine boş petek konularak dumanla arıların peteğin üzerine yönlendirilmesi sağlanır. Eğer oğul, kovanın tutulamayacağı bir yerdeyse kovan yerine, daha hafif ve küçük olan temiz teneke veya kova kullanılabilinir. Oğul ağaçta daha yüksekte bir yerde veya kovana direk silkelenemeyecek bir şekilde konumlanmışsa ağaç dalı yavaşça sarsmadan kesilir ve hazırlanan kovana silkelenir. Aktarma işleminde dikkat edilecek hususlardan bir tanesi ana arının daldan alınmış olmasıdır. Eğer arılar, silkelendikten sonra tekrar oğulun bulunduğu yere geri dönüyorlarsa ana arının dalda bulunma ihtimali yüksektir.
57) Arıcılıkta hangi tip kovan kullanmalıyız?
Arıcılıkta modern kovanları kullanmanın, arı kolonilerinin yönetiminde modern arıcılık tekniklerinin kolaylıkla uygulanabilirliği açısından çok önemlidir. Dünyada birçok modern kovan kullanılmaktadır. Ama dünyada en çok kullanılan kovanlar Langstroth ve Dadant tipi kovanlardır. Bu kovanların ölçüleri birbirinden farklı fakat ölçüleri standarttır. Langstroht tipi kovanlar kışların ılık geçtiği bölgelerde, Dadant kovanların ise kışları sert ve soğuk geçen bölgelerde kullanılması uygundur. Arıcılıkta kovanlar arası ekipmanların alış verişinde aynı ölçülerde yapılmış kovanların kullanılması arıcılara önemli kolaylıklar sağlar. Bu bakımdan arılıktaki tüm kovanların aynı ölçülerde olması gerekmektedir. Ülkemizde kovan yapımında TSE (Türk Standartları Enstitüsü) tarafından yayınlanan standart kovan ölçüleri dikkate alınmalıdır.
58) Arıcılıkta neden temel petek kullanılmalıdır?
Arılar için, peteğin sıfırdan başlanarak oluşturulması petek kabartmaktan daha zahmetli ve uzun zaman alan bir iştir. Ayrıca arıların, peteği sıfırdan oluşturulmak için önemli miktarda bal tüketmeleri gerekmektedir. Bu açıdan, kullanılan temel petek hem zaman, hem de bal bakımından önemli avantaj sağlar.
59) Arıcılıkta örtü tahtasının önemi nedir?
Kovanlarda örtü tahtası özellikle ilkbahar aylarından başlayarak Yaz aylarında kullanılması olumludur. Örtü tahtası, bez, naylon vb. örtülere göre, verdiği boşluktan dolayı çerçeve üzerinde arıların daha rahat hareket etmelerini ve kovanlarda hava dolaşımının daha rahat olmasını sağlar. Bunun yanında arılar, bez, naylon gibi örtülerin çerçeveye temas eden yerlerini propolis ve balmumu ile yapıştırmaları sonucu kovan açımı sırasında bu örtü malzemeleri çerçeve üzerlerinden kolay kaldırılamaz ve arıların rahatsız olmasını sağlar. Örtü tahtası kovan üzerine konulduğunda çerçevelere temas etmediğinden arılar tarafından çerçevelere yapıştırılmaz.
60) Ana arıda boyama neden yapılır? Önemi nedir?
Modern arıcılıkta kullanılan ana arı yaşının önemi yüksektir. Her zaman genç ana arı ile çalışılması koloni faaliyetleri, hastalıklara karşı mücadele, kışlatma vb. uygulamalar bakımından avantajlıdır. Modern arıcılıkta ana arı her yıl değiştirilmeli, en fazla 2 yıl kullanılmalıdır. Bu bakımdan arı kolonisinde ana arının yaş takibi mutlaka yapılmalıdır. Bunun yanında ana arının boyanması ile, arı mevcudu yüksek kovanda bir ana arının olup olmadığı ve ana arının kovanın ilk anasımı, yoksa koloni tarafından beğenilmeyip değiştirilen bir ana mı olduğu kolaylıkla tespit edilebilinir. Ana arının boyanmasında kimyasal içerikli fakat kokusuz ve ana arıya zarar vermeyen boyalar kullanılmaktadır. Boyamada yapılırken 5 yıllık renkleri yılın son rakamı (0-5 mavi, 1-6 beyaz, 2-7 sarı, 3-8 kırmızı, 4-9 yeşil) ile gösteren boyalar kullanılır. Uygulama, ana arının kovandan alınarak piston yardımıyla sıkıştırılması, çerçeve üzerinde veya direk elle tutularak yapılabilinir. Boyamada dikkat edilmesi gereken husus ana arının üzerine fazla bastırılması suretiyle vb. ona zarar vermemektir.
61) Eski kovandan yeni kovana arı nakli nasıl yapılır?
Arıların aktarılacağı yeni kovan, eski kovanın yanına getirilir. Eski kovana duman verildikten sonra yerinden kaldırılarak yerine yeni kovan yerleştirilir. Çerçeveler aynı sırayla yeni kovana aktarılır. Aktarma esnasında ana arı çerçevelerde bulunmalı, yeni kovana aktarıldığından emin olunmalıdır. Çerçeveler üzerinde ana arı bulunamadıysa kovan içi yan tahtalar kontrol edilmelidir. Çerçeve aktarımından sonra eski kovanın içerisinde kalan arılar, yeni kovan önüne serilmiş bez veya çuvallın üzerine ters çevrilerek silkilmeli ve dumanla kovana girmeleri sağlanmalıdır. Arı nakli hava sıcaklığının en az 18-20 °C arasında olduğu, rüzgarsız havada ve yağmacılık tehlikesinin olmadığı zamanlarda yapılmalıdır.
62) Oğul otu nedir?
Oğul otu (Melissa officinalis L) Labiatae (Ballıbaba) familyasına ait limon kokulu çok yıllık otsu bir bitkidir. Boyları 20-100 cm arasında değişmektedir. Ülkemizde çalılık, makilik, kayalık yamaçlar ve su kenarlarında yayılış gösterir. Yaprakları saplı, oval ve kenarları dişlidir. Çiçekleri Haziran-Eylül aylarında önce sarımsı, daha sonra beyaz renkte açar. Oğul Otu (Melissa officinalis L) arılar tarafından sevilen bir kokuya sahiptir. Bu özelliğinden dolayı oğul çekme özelliğine sahiptir. İlkbahar aylarında kolonilerin oğul verme zamanında arılık etrafındaki belli bölgelere veya oğul için hazırlanan kovanlara ezerek sürüldüğünde oğulun o bölgelere konması sağlanabilinir.
63) Arıcı yer seçimi yaparken neye dikkat etmelidir?
Arılık yeri mutlaka nektar kaynağına yakın olmalıdır. Kovanların nektar kaynağına uzaklığı bal üretimi bakımından çok önemlidir. Nektara yakın mesafelerde bulunan kovanlardan çıkan arının kovana daha çok bal getireceği bilinmelidir. Ayrıca, kovan sayısı göz önünde bulundurularak nektar kaynağı bakımından yeterli alanlar arılık yeri olarak seçilmelidir.
Bunun yanında arılık yeri;
– Temiz su kaynağına yakın olmalı,
– Rüzgâr almayan, yazın gölgelik, kışın güneye bakan güneşlik alanlarda olmalı,
– Etrafında ilaçlama yapılan tarımsal arazilerden uzak olmalı,
– Su tutmayan, sel tehlikesi olmayan, ot ve çalılıklardan arındırılmış bir bölge olmalıdır.
64) Kovana yerleştirdiğim oğul kovanı terk etmiş neden kaynaklanır?
Kovana yerleştirilen oğlun kovanı terk etmesinin sebepleri sıcaklıktan, kötü kokudan, ana arının kovana aktarılmamış olmasından ve yer darlığından kaynaklanır. Oğul kovan içerisine alındıktan sonra güneş altında bırakılırsa sıcaklık stresinden arı kovanı terk edebilir. Oğul yerleştirilen kovan serin bir yere alınmalı ve içerisine ballı petek yerleştirilmelidir. Ayrıca oğul yerleştirilecek kovanların mutlaka temiz olması, arıları rahatsız edecek kötü kokular içermemeli oğul yerleştirilmeden önce mutlaka kontrol edilmelidir. Oğul kovana aktarılırken ana arı, her hangi bir sebepten dolayı kovana alınamadığı için ana arısız olan arılar kovanı terk edebilmektedir. Bunun yanında arılıkta güçlü bir koloniden kalabalık bir oğul çıkabilir. Eğer arı mevcudu bakımından kalabalık bir oğul küçük bir kovana aktarılırsa sıkışıklıktan dolayı oğul kovanı terk etme olasılığı vardır. Bunu engellemek içinde kovan içine ballı petek yerleştirilmesi gerekmektedir.
65) Petekleri tekrar kullanmak neden önemli?
Yeni bir peteğin kabartılması, arılar için zaman ve bal kaybı demektir. Bir koloni bir peteği kabartarak hazır hale getirmek için, arı mevcuduna bağlı olarak değişmekle birlikte ortalama 3-4 gün zaman harcar ve yaklaşık 1-2 kg arasında bal tüketir. Bu yüzden arıcılar kabartılmış peteklere önemini bilmeli ve en az 2-3 sene uygun koşullarda saklayarak kullanmalıdır.
66) Kolonide genç ana arı kullanmanın faydası nedir?
Ana arı, kolonideki gelecek kuşağın bireylerini oluşturmak için yumurtlamasıyla ve salgıladığı feromonlarla koloninin devamlılığını sağlayan en önemli bireydir. Koloninin kuluçka etkinliği, üretim etkinliği, hastalıklarla mücadele, kışlama yeteneği, oğul verme isteği ana arının genetik yapısının yanı sıra, yaşına ve kalitesi bağlıdır. Bu bakımdan genç ana arının kullanılması ilkbaharda ve sonbaharda maksimum yumurtlama aktivitesi sayesinde koloninin bal verimini, kalabalık bir popülâsyonla kışlama yeteneğini artırır. Ayrıca koloninin genç ve verimli anayı değiştirme isteği olmamasından dolayı koloni oğul verme eğiliminde olmaz.
67) Koloni neden yeni ana arı yapmak ister?
Koloninin ana arı gözleri yapması ana arıyı değiştirme istediğinin göstergesidir. Bunun sebepleri kovan içindeki sıkışıklıktan, ana arının yaşlı ve verimsiz olmasından, besin yetersizliğinden ve oğul verme içgüdüsünden kaynaklanır.
68) Ana arının yaşlandığını nasıl anlarız?
Kovanda yavrulu çerçeveler üzerinde dağınık bir kuluçka varsa ve ana arı bir çerçeveyi yumurta ile tam doldurmadan başka bir çerçeveye geçiyorsa bu ana arının yaşlandığının bir göstergesidir. Bu durum sonucunda bir çerçeve üzerinde farklı yaşlardaki larvalar karışık halde bulunur ve aralarda boş gözler gözükür. Verimli ana arı aynı çerçeve üzerine hiç boşluk bırakmadan yumurtlar ve farklı yaşlardaki larvaların bulunduğu alanlar düzgün görünür. Ayrıca yaşlanan ana arı gözlere yoğunlukta dölsüz yumurta bırakır ve kovandaki erkek sayısı artar.
69) Baharda kovanlarımda bal olduğu halde kolonimin ölme sebebi nedir?
Ülkemizde kış ölümlerinin çoğu bahar ayında görülmektedir. Bu ölümler farklı şekillerde gerçekleşebilmektedir. Bunların bir tanesi de kovanlarda bal olduğu halde koloninin ölmesidir. Erken baharda yaşanan bu ölüm şekli, havaların ani ısınmasıyla faaliyete geçen kolonide kışı geçiren yaşlı arıların ölmesiyle arı mevcudunun hızla düşmesi ve hemen ardından havanın ani soğuması sonucu kolonide geride kalan genç arıların donmuş ballı peteklerin sırını çözüp baldan faydalanamamasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında bu şekildeki ölümler kovan içerisindeki aşırı nemden ve yanlış beslemeden de kaynaklanabilmektedir.
70) Yüksek bal verimi için arılıklar arası uzaklık ne kadar olmalıdır?
Arı konulacak alandaki nektar kaynağının yeterliliği kolonilerin bal verimini önemli derecede etkilemektedir. Nektar kaynağı dikkate alındığında arılıktaki kovan sayısı mutlaka bölünmelidir. İdeal bir arılıkta ortalama 50 koloni bulunmalı, arılıklar arası mesafe en az 1 km olmalıdır. Yüksek sayıda arı kovanlarının bulunduğu alanlarda nektar kaynakları koloniler arasında bölünmekte ve kovan başına istenilen bal miktarı elde edilememektedir.
71) Birleştirme niçin ve ne zaman yapılmalıdır?
Arı kolonilerinde birleştirme, uygunsuz zamanda ana arının ölmesi sonucu ve zayıf kolonilerin güçlü bir koloni haline getirilmesi amacıyla yapılır. Zayıf kolonilerin birleştirilmesi hem daha çok balın üretilmesi hem de güçlü bir koloniyle kışlatmaya girilmesi için uygulanır. Bal üretmek için yapılan birleştirme bal mevsiminden önce, kışa güçlü kolonilerle girmek için yapılan birleştirme ise hasattan sonra yapılmalıdır.
72) Göçer arıcılıkta arıları en az kaç kilometre uzaklığa taşımalıyız?
Özellikle bir bölge içerisindeki gezginci arıcılıkta arıların eski yerlerine geri dönmemesi için 5 km’den daha uzak yerlere taşımak gerekir. Kovanların 5 km’den daha yakın yerlere taşınması arıların eski yerlerine dönmeleri riski olduğundan uygulanmamalıdır.
73) Her yörede aynı arı ırkını kullanabilir miyiz?
Ülkemizde yaşayan arılar farklı alanlarda farklı ırk ve ekotiplerde bulunmaktadırlar. Her arı ırkı ve ekotipi iklim, çiçek yapısı ve nektar akım zamanına hazırlık bakımından kendi bölgesine adapte olmuştur ve bu özellikleri ile kendi bölgelerinde en yüksek performansı gösterirler. Bu durumlar göz önüne alındığında her yörede aynı arı ırkının kullanılması yanlış bir uygulamadır ve düşük performans, hastalıklar ve koloni ölümleriyle sonuçlanabilmektedir.
74) En verimli arı ırkı hangisidir?
Dünyada ekonomik değeri yüksek olarak farklı ırk ve ekotipte bal arıları mevcuttur. Bu ırk ve ekotipteki arılar farklı yönleriyle önemliliği ön plana çıkmaktadırlar. Örneğin, dünyanın en değerli ırkı olarak gösterilen İtalyan arısı kuluçka yapma kabiliyeti yüksekken, düşük derecedeki hava sıcaklıklarında kışlama yeteneği düşüktür. İtalyan ırkının soğuk bölgelerde kullanılması sonucu kış ölümlerinin yaşanacağı bir gerçektir. Kullanılacak arı ırkının seçilmesinde öncelikli çevre koşulları, kışlama yeteneği, kuluçka üretimi, hastalıklarla mücadele ve nektar toplama vb. özellikler dikkate alınmalıdır. Kendi bölgesine bu özellikleriyle uyum sağlamış arı ırkları en verimli arı ırkı olarak düşünülebilinir. Ülkemizde kendi bölgesine uyum sağlamış farklı ırk ve ekotipte arılar mevcuttur. Ege bölgesinde Muğla arısı, Doğu Karadeniz bölgesinde Kafkas arısı, Trakya yöresinde Trakya arıları bu yönleriyle örnek gösterilebilecek arılardır.
75) Arı kaçıran nedir? Nasıl kullanılıyor?
Arı kaçıran, hasat sırasında arıcılara kolaylık sağlayacak bir ekipmandır. Bu aletin hasatta kullanılması için kovanda mutlaka ana arı ızgarası kullanılmış olması gerekmektedir. Ballıktaki arıların inmesine olanak veren bu alet, arıların tekrar ballığa çıkmasını engeller. Kullanılması gayet basit olan bu alet örtü tahtasına monte edilir ve akşam saatlerinde hasat edilecek ballığın altına koyulur. Izgara kullanıldığı için ballıkta kapalı yavru olmadığından hiçbir görevi olmayan arılar akşam kuluçkalığa iner ve tekrar yukarı çıkamaz. Böylece sabah arılığa gelen arıcı, arı kaçıran kullanılan kovanı maskesiz şekilde hasat edebilir.
76) Kovanda yalancı ana arı olduğunu nasıl anlarız?
Kolonide yumurtlayan işçi arılardan farklı olarak ana arıdan dış görünüş ve davranışlar bakımından farkı olmayan yalancı arıda bulunabilinir. Yalnız arıcıların yalancı ana arıyı fark etmesi çok zordur. Bu durum ancak yalancı ana arının bıraktığı tüm yumurtalardan erkek arıların çıkmasıyla ve tespitiyle anlaşılabilinir. Arıcıların yalancı olarak kastettikleri olay aslında yumurtlayan işçi arıların varlığıdır. Ana arısını kaybetmiş arı kolonisinde günlük yumurta yoksa ve koloni uzun süre anasız kaldıysa bazı işçi arıların yumurtalıkları gelişmeye başlayarak, petek gözlerine yumurta bırakırlar. Yumurtlayan işçi arılar kovanda birden fazla olabilir. Bu durum feromon olarak yetersiz ana arılı kolonilerde de görülebilir. Daha çok oğul dönemlerinde gözüken bu durumda, yumurtlayan işçi arılarla, ana arı birlikte koloni içerisinde olabilir. Kolonide yumurtlayan işçi arılar döllü olmadığı için petek gözlerine sadece erkek arı yumurtası bırakır. Ayrıca kolonide birden fazla yumurtlayan işçi arı olduğundan gözlerde çift veya daha fazla yumurta görünebilir. Yumurtlayan işçi arılar yumurtaları polen içeren gözlere de bırakırlar. Bu tip anasız kolonilerde petek işleme yavaşlar ve nektarı ve poleni çerçevenin alt tarafında depolarlar.
77) Kışın kovanda ne kadar bal bırakmalıyız?
Kolonilerin kışlatılması sırasında aşırı nemden ölmeyen kolonilerde ikincil ölüm sebebi kovanlara yetersiz besin bırakılmasıdır. Arı mevcudu bakımından 5 çerçeve ile kışa giren bir kolonide en az 14-16 kg bal bırakılması gerekmektedir. Arılı çerçeve sayısı arttıkça bırakılacak çerçeve sayısı da arttırılmalıdır. Kışın bırakılacak besinin hem ekonomik hem de arı için daha sağlıklı olması için, bal hasat edildikten sonra yoğun olarak şeker şurubu verilerek arının bu şurubu peteklere kışlık besin olarak depolaması sağlanmalıdır.
78) Balın kristalleşmemesi için ne yapmalıyız?
Kristalleşmenin başlıca sebepleri; balın oluşmasında yararlanılan çiçeklerin türü, kovandan alımın geç veya erken olması, eski peteklerin kullanılması, balın içerdiği hava kabarcıkları, polen ve diğer partiküllerin miktarı, balın depolandığı yerin nem ve sıcaklığı ile ambalaj kaplarının çeşididir. Bu sebepler dikkate alındığında balın içindeki yabancı partiküllerin alınması için filtreden geçirilmesi, hava kabarcıklarından arındırmak için dinlendirilmesi, uygun kapların kullanılması ve uygun sıcaklıklarda saklanması kristalleşmeyi geciktirmek için yapılacak uygulamalardır.
79) Arazime ballı bitki olarak ne ekmeliyim?
Arıcılıkta ballı bitki olarak öncelikli ekilebilecek bitkiler fazelya(arı otu), yonca ve korungadır. Fazelya bitkisi 15 günlük farklı dönemlerde ekildiğinde bahar için önemli derecede nektar kaynağı olmaktadır. Bu bitkilerin yanında arazi çevresine akasya ve pavlonya ağaçları dikilebilinir. Bu ağaçların çiçekleri arılar için önemli nektar vermektedir.
80) Balın ekşimesi (fermantasyonu) nasıl olur?
Baldaki ekşime olayı, düşük kaliteli nem içeriği yüksek ballarda daha çabuk görülür. Doğal balın nem içeriği uygun, temiz kaplarda ve kapalı şekilde saklandığı taktirde kolay fermente olmaz. Balın fermente olmasına bünyesindeki şekere dayanıklı mayalar sebep olmaktadır. Bu mayalar baldaki glukoz ve fruktoz şekerlerine etki ederek sonuçta alkol ve Karbondioksit (CO2) meydana getirir. Daha sonra alkol oksijenin etkisiyle asetik asit ve suya dönüşmektedir. Böylece balın yapısı bozulmakta ve fermantasyonla bal ekşimektedir.
81) Yapay petek, balın yapısına etki eder mi?
Bal üretiminde arıların iş gücünü ve nektar kaybını azaltmak için fabrikalarda üretilen kalıntı yönünden temiz temel(yapay) petekler balın yapısına hiçbir şekilde etki etmez, ancak temel petekler bir çok arıcıdan toplanan balmumlarının eritilerek harmanlanması ve makinelerde basılması sonucu elde edilmektedir. Dolaysıyla bu harmanlama sırasında bazı arıcıların hastalıklara karşı kullandıkları ilaç kalıntıları ve doğadaki pestisitler bu balmumlarında yüksek seviyede olabilmektedir. Bu şekilde kalıntılı balmumlarından üretilen temel peteklerin kullanılmasıyla üretilen ballarda kalıntılar çıkmakta, bu ballarda sağlığa uygun olmamaktadır. Bunun yanında temel peteğin yapımı sırasında balmumu içerisine parafin, serezin, reçine ve iç yağı gibi yabancı maddeler katılabilmektedir. Bu şekilde yapılan temel peteklerden üretilen petek balları da sağlığa uygun değildir.
82) Balın renginin açık ya da koyu olması neyi ifade eder?
Balların renkleri tamamen arının çiçekten aldığı nektarla veya salgı ile yanı balın bitkisel kaynağı ile ilişkilidir. Bu bakımdan bazı ballar çok açık renkli olabileceği gibi, çok koyu renkli de olabilir. Koyu renk ballar açık renkli ballara göre daha fazla miktarda mineral madde içerir. Buna kestane, çam ve püren balları örnek verilebilinir.
83) Balın enzim değerinin düşmemesi ve HMF değerinin artmaması için nasıl saklamalıyız?
Balın yapısında doğal olarak glikoz ve früktoz gibi farklı yapılarda şekerler bulunmaktadır. Balın ve birçok meyvenin yapısında bulunan früktozun yapısında ısı etkisiyle değişkenlik olmakta ve HMF denen bir maddeye dönüşmektedir. HMF sağlıklı olmayan bir maddedir. Diastaz ise balın yapısında bulunan bir tür enzimdir. Tüm gıdaların içerisindeki enzimler ısıya karşı hassastır. Balın HMF değerinin artması ve diastaz değerinin düşmesi balın kendisinin 45 derece üzerinde uzun süre bekletilmesi nedeniyle gerçekleşmektedir. Bu sebeple bala doğrudan ısı uygulanmamalı, kristalleşmeyi çözmek için benmari usul uygulanmalı ve direk güneş ışığı alan yerlerde saklanmaması gerekmektedir.
84) Balda kalıntı nedir?
Arı hastalıklarına ve zararlılarına karşı kullanılan antibiyotikler, pestisitler ve ilaçlar balın emici özelliğinden dolayı bala karışmaktadır. Bala karışan bu maddeler kalıntı olarak adlandırılmaktadır. Türk Gıda kodeksine ve Avrupa Birliği Bal Komisyonuna göre belirtilen limitler dışında balda kalıntı bulunamaz. Başta sülfadimidin, tetrasiklin, eritromisin, amitraz, kumafos gibi kalıntılar balda bulunamazlar veya belli limitler ölçüsünde bulunabilinirler.
85) Balın nem içeriği önemli mi?
Balın nem içeriği fermantasyon bakımından çok önemlidir. Erken hasat edilen ballarda nem oranı %19’un üzerine çıktığında balların daha hızlı fermente olma riski vardır. Bu tipteki ballar uzun süre sıcakta bekletildiğinde fermente olurlar. Bu sebeple ballar olgunlaşmadan erken hasat edilmemelidir.
86) Çam balı ve çiçek balı arasındaki fark nedir?
Çam balının en önemli özelliği kıvamı bozulmadan veya donmadan yıllarca saklanabilmesidir. Rengi çiçek ballarından daha koyudur. Çam balları çiçek ballarına göre çok daha geç kristalleşir. Hatta bazı durumlarda bu balların yıllarca kristalleşmediği görülür. Çam balı, kristalleşmeye dayanıklılığı ve kristalleşmeyi önleyici özelliği ile tıpta ve gıda sektöründe çeşitli ürünlerde (örneğin dondurmalarda) bir doğal katkı maddesi olarak geniş bir kullanım alanına ve önemli ihracat potansiyeline sahip bir üründür. Çam ballarının duyusal özellikleri çiçek ballarından farklıdır. Çam ballarımız kendilerine has özel bir aromaya, tada ve renge sahiptir. Çam ballarının glikoz ve früktoz içeriği çiçek ballarına göre daha düşüktür. Daha az tatlıdır ve boğazda yakıcı bir his bırakmaz. Çam balları çiçek ballarından daha fazla mineral madde içerir. Ayrıca çam balı çok miktarda hif ve spor içermektedir. Bu hifler özellikle Türkiye ile Yunanistan’ın dışında hiçbir ülkenin orman balında bulunmayan özelliktedir.
87) Ana arı üretimine erken veya geç başlamanın olumsuz sonuçları nelerdir?
Ana arı üretecek kişilerin, arıcılarının ana arı ihtiyaç zamanı dikkate alarak, doğada yeteri kadar erkek arının olmasına ve hava sıcaklığının uygunluğu göz önünde bulundurarak ana arı üretimine başlaması çok önemlidir. Aksi takdirde erken ana arı üretiminde yetersiz erkekten dolayı ana arı döllenemeyecek, geç ana arı üretiminde ise pazar kaçırılmış olacaktır. Döllenemeyen ana arı dölsüz yumurta bırakarak kolonisinin gerilemesine yol açabilecektir. Erken baharda kovanlarda erkek arı yetiştirilirse erkek arı sorunu kısmen çözülebilmektedir. Ana arı yetiştirmek için en iyi zaman bölgenin oğul zamanıdır. Çünkü ana arı yetiştirmek için tüm koşullar oğul zamanında ortaya çıkmaktadır. Türkiye geneline bakıldığında erken baharda hava sıcaklıkları yüksek olan Akdeniz bölgesi ana arı üretimi için en avantajlı bölgemizdir.
88) Arılarım çok hırçın, sakinleştirmek için ne yapmam gerekiyor?
Arılık içerisindeki kolonilerden bazıları çok hırçınken bazıları çok sakin olduğunu birçok arıcı söylemektedir. Arılıktaki hırçın kolonileri sakinleştirmek için ana arısının sakin bir koloniden yetiştirilen ana arı ile değiştirmek gerekmektedir. Arılık içerisinde genetik olarak hırçın kovanlardan yetiştirilen ana arılardan hırçınlık davranışında bulunan koloniler meydana gelmektedir. Bunun önüne geçmek için ana arı yetiştirecek kovanların sakinlik, kuluçka üretimi, bal toplama, hastalıklara karşı mücadele açısından gözlemlenmesi ve gözlemler sonucunda bu özellikler bakımından en uygun kolonilerden ana arı üretilmesi gerekmektedir.
89) Polen tuzaklarının ve polen toplamanın arıya zararı var mıdır?
Polen, bal arılarının protein, yağ, vitamin ve mineral maddesi ihtiyaçlarını karşılayan ana kaynağı oluşturmaktadır. Polen ergin işçi arılarının (1-14 günlük yaştaki) ve üç günden daha yaşlı olan işçi ile erkek arı larvalarının beslenmesinde kullanılmaktadır. Kolonilerinin ana nektar akımına kuvvetli bir işçi arı popülâsyonu ile girebilmeleri, yavru üretimini sürdürebilmeleri ve bunun sonucunda istenilen bal üretimini sağlayabilmeleri açısından polenin koloniye yeterli düzeyde girmesi ve depolanması çok önemlidir. Arı kolonileri genellikle çok fazla polen depolamazlar. İhtiyaçları doğrultusunda polen toplamaya yönelirler. Polenin yoğun olduğu dönemlerde polen toplamanın arıya hiçbir zararı yoktur. Polen tuzağı konulan kovanlarda arılar daha fazla polen toplamaya yönelirler. Ancak polen tuzağı yerleştirilen kovanlarda, yerleştirilmeyen kovanlara oranla bal üretimi düşmektedir. Toplanan polenin satılarak değerlendirildiği ve uygun ortamda saklanması ile koloniye gerektiği zaman verilecek yedek besin olması göz önüne alındığında üreteceği baldan daha fazla gelir getirmektedir. Arıcılar polen toplamak için farklı tuzaklar kullanmaktadır. Bu polen tuzaklarından geçiş delik çevresi metal, keskin ve küçük olanlar bazı arıların bacaklarının kopmasına sebep olabilmektedir. Bu açıdan arıcıların polen tuzağı satın alırken bu konuya dikkat etmesi gerekmektedir.
90) Kolonide kuluçka faaliyetini nasıl arttırabiliriz?
Kuluçka faaliyetinin arttırılması amacıyla 2 yöntem uygulanabilinir. Birinci yöntemde kuluçka çerçevelerindeki yavruların hepsinin aynı yaşta olması sağlanır. Böylece kolonide ana arı ile işçi arı bakımından kuluçkanın daha hızlı ve kolay yapılması sağlanır. Sezon başladığında az miktarda kuluçka üreten ana arı daha sonra kademeli olarak kuluçka üretimi sağladığından merkez çerçevede farklı dönemlerden oluşan karışık bir kuluçka dağılımı görünür. Uygulamada farklı yaşlardaki kuluçkalı çerçeveler merkezden alınarak kuluçkalık kenarlarına yerleştirilir. Merkez kuluçkalığa ise kabartılmış petekli boş çerçeve yerleştirilir. Böylece kenarlara yerleştirilen karışık kuluçkalı çerçevelerden çıkan arıların yerlerine yumurta bırakılmayacağından, bu çerçevede kuluçka oluşmaz. Bu çerçevede merkeze yakın başka bir farklı yaşlarda kuluçkanın olduğu çerçeve ile yer değiştirilir. Bu uygulama kuluçkalıkta aynı çerçevede farklı yaşlarda kuluçka kalmayıncaya kadar uygulanır. İkinci yöntem ise kuluçkayı yayma yöntemidir. Bu yöntemde arıların küre oluşturma isteğinden faydalanılır. Uygulamada kuluçkalıkta bulunan çerçeveler kuluçka yoğunluğuna göre kovanın bir tarafına dizilir. Dizilen çerçevelerdeki kuluçkalık yarım küre şeklinde görünür. Kuluçkanın diğer yarısı kabartılmış petekli çerçevelerle tamamlanır. Koloninin yarım küreyi tamamlama isteğinden dolayı ana arı boş kabartılmış petekli çerçevelere hızla yumurta bırakır.
Bu yöntemlerin yanı sıra, kolonide yüksek kuluçka etkinliği isteniyorsa, kuluçka etkinliği yüksek genç ana arılarla çalışılması gerekmektedir. Bunun yanında kovan içerisindeki polen miktarı kuluçka etkinliğini önemli derecede arttırmaktadır. Eğer koloni polen olarak yetersiz görünüyorsa dışarıdan taze polen takviyesi yapılması kuluçka faaliyetini arttırır.
91) Kolonide daha fazla erkek arı nasıl yetiştirebiliriz?
Ana arı üretiminde kullanılmak üzere kovanlarda daha fazla erkek arı üretilmek istenmesi durumunda kovan içine petek gözleri geniş olan erkek arı gözlü petekler yerleştirilir. Eğer elde hazır erkek arı gözü içeren petek yoksa, kovana yarım yada parça temel petek yerleştirilir. Arılar bu peteklerin geri kalan kısmını erkek arı gözü olarak tamamlarlar ve ana arı bu gözlere dölsüz yumurta bırakır. Bu yöntemle önemli miktarda erkek arı yetiştirilebilinir.
92) Bir kolonide farklı renkteki arıların olmasının sebebi nedir?
Ana arı, hayatı boyunca 1 kez çiftleşme uçuşuna çıkar. Bu uçuşta yaklaşık 8-10 erkek arıyla çiftleşebilir. Ana arının çiftleştiği erkek arılar aynı ırktan olabileceği gibi farklı ırk ve ekotipteki erkek arılarda olabilir. Ana arı, farklı ırk ve ekotipteki erkek arılardan aldıkları spermaları sperma kesesinde katmanlar şeklinde depolar. Bu sebepten dolayı kovan içerisindeki işçi arıların babaları farklı olduğunda genel özelliklerinde farklılıklar görünebilinir.
93) Ülkemizde yaygın olarak trake akarı var mı? Toplu arı ölümlerine sebep olabilir mi?
Uzun yıllardan beri Varroa akarına karşı kullanılan ilaçlar sebebiyle trake akarının çoğalabilme şansı yoktur. Ülkemizdeki arı kolonilerinde yaygın olarak trake akarı görülmemektedir. Ülkemizde yaşanan toplu arı ölümlerinin belirtileri trake akarının sebep olduğu ölüm belirtilerinden farklıdır. Trake akarı ergin arı hastalığıdır. Hastalığa yakalanmış ergin arıların yaşam süresi kısalır.
94) Strafor kovanlar ağaç kovanlardan avantajlı mı?
Strafor kovanlar ısı yalıtımı açısından ağaç kovanlardan avantajlıdır. Strafor kovanların içi ağaç kovanların içinden yazın daha serin kışın ise daha sıcaktır. Bunun yanında strafor kovanların daha hafif olması taşıma bakımından kolaylık sağlar. Ancak strafor kovanların dezavantajları da vardır. Strafor kovanlar havayı geçirmediğinden kovan içinde nem birikmesi olmakta buda arılar için ölümlere neden olabilmektedir. Yoğunluğu(dansitesi) düşük strafor kovanlar, içeriden bal arıları, dışarıdan çeşitli zararlılar tarafından tahrip edilebilmektedir. Bunun yanında strafor kovanların temizliğinde pürmüzün kullanılamaması dezavantajdır.
95) Koloni yalancı anadan nasıl kurtarılır?
Verimsiz ana arıdan veya uzun süre ana arısızlıktan kaynaklanan sebepten dolayı kolonide yalancı arı meydana gelir. Kovanda yalancı ana arının bulunması ileri aşamada koloninin sönmesine sebep olur. Yalancı ana arı bulunan kolonilere verilen yeni ana arıların kabul edilme şansları çok düşüktür. Bu sebeple koloniye yeni ana arı verilmeden önce koloninin mutlaka yalancı ana arılardan arındırılması gerekmektedir. Yalancı ana arının olduğu koloninin kurtarılması için farklı yöntemler uygulanabilinir.
Arıların silkelenmesi yöntemi, bu yöntemde yalancı ana arısı olan kolonide tüm arılar 200-250 metre kadar uzak bir yere silkelenir. Silkelenen arılar kendi kovanlarına geri döner. Yalancı ana arılar kovana geri dönemez ve koloni yalancı analardan arındırılmış olur. Bu yöntemin dezavantajı yalancı ana yeni yumurtlamaya başlamışsa kovana geri dönebilme yeteneğine sahip olması ve genç arıların kovana dönememesidir. Bu durumda yöntem başarısız olabilir.
Kolonilerin birleştirilmesi yöntemi, bu yöntemde yalancı ana arılı koloni, ana arıya sahip bir koloniyle birleştirilir. Birleştirme kâğıtla yapılabilinir. Ana arılı koloniye sahip kovanın üstüne kâğıt serilir ve üzerine çok küçük delikler açılır. Kâğıdının üzerine kokulu parfüm püskürttürülerek, yalancı analı koloni yerleştirilir. Birleştirmeyle yalancı ana arının aktivitesi son bulur. Birleştirme için araya yerleştirilen kağıt 2-3 gün sonra alınır.
Çerçevelerin alınması yöntemi, bu yöntemde, yalancı ana arılı koloniden tüm çerçeveler arıları silkelenerek alınır. Çerçeveleri alınan arılar 3 gün çerçevesiz bekletilir. 3. günün sonunda kovana arı mevcuduna göre yeterli sayıda boş ve ballı polenli çerçeveler ile yeni döllenmiş ana arı verilir. Kovandan alınan kuluçkalı çerçeveler kovana verilmez. Eğer elde hazır ana arı yoksa günlük yumurtalı çerçeve verilir.
96) Kapalı arılığın avantajı var mıdır?
Kapalı arılıklar sundurma veya tam kapalı olarak yapılabilmektedir. Kapalı arılıklar, daha çok kışları çok soğuk geçen bölgelerde kolonilerin kışlatılması yönünden avantajlar sağlamaktadır. Kışı sert geçen bölgelerde kovanların yağmur ve kardan korunmasının yanında kovan içi sıcaklığının aşırı derecede düşmemesi sağlanır. Ayrıca kapalı arılıkta kolonilere acil müdahale gereken durumlarda uygulama yapılabilinir. Kapalı arılıklarda dikkat edilmesi gereken kovan içi sıcaklığı ile dış ortam sıcaklığı arasında farklılıktan dolayı arıların uçma isteğinin sonucu olarak dışarıya çıkıp ölmeleridir. Bunun önlenmesi için uçuş delikleri kapalı tutulmalıdır.
97) Arı ile nektar kaynağı arasındaki mesafe ne kadar olmalıdır?
Arıcıkta nektar kaynağının uzaklığı ile bal üretimi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Arı çiçekten aldığı nektarın bir kısmını kovana dönerken enerji ihtiyacı olarak kullanmaktadır. Nektar kaynağı, kovana ne kadar yakın olursa arının kovana daha fazla nektar getireceği arıcı tarafından dikkate alınmalıdır. Arı kovanlarının nektar kaynağına mümkün olduğu kadar yakın konulmasının öneminin yanında, kovanların nektar kaynağına dağılımı da çok önemlidir. Nektar kaynağının dibine sıralı olarak dizilen arı kovanlarıyla, nektar kaynağının tam ortasına yerleştirilen kovanlar arasında bal üretiminde önemli artış sağlanmaktadır.
98) Kovanların boyanmasında hangi boya çeşidi kullanılmalıdır?
Kovanların koruyucu malzemelerle boyanması çürümelere karşı korunması açısından önemlidir. Kullanılan boyalar kokusuz ve suya ve güneşe karşı dayanıklı olmalıdır. Organik arıcılıkta boyalı kovanların kullanılmasına izin verilmediğinden organik arıcılık yapan üreticiler kovanlarını bezir yağı ile boyayıp kovanların korunması sağlanabilmektedir. Kovanların korunmasında kullanılan boyalar, kovan içindeki havanın dışarıyla sirkülâsyonunu engellemektedir. Bu bakımdan kovanlarda yağlı boya yerine bezir yağı kullanılması veya kovanların fırınlanmış malzemeden yapılması kovan içi hava sirkülâsyonu açısından daha uygundur.
99) Kovan içinde şerbetliği hangi tarafa yerleştirmeliyiz?
Şerbetlik, kovan içerisinde arılara yakın olmasına dikkat edilerek, iç tarafa yani kovan kasası tarafına yerleştirilmelidir. Arıların, peteklerin en iç kenarına yerleştirilen şerbetliğin altını petek örmesi sağlanmalı ve sürekli kovan içerisinde bırakılmalıdır. Şerbetliğin iç tarafta olması ve alt tarafının arılar tarafından petek örülmesi arıların soğuk havalarda salkımı bozmadan beslenebilmesini sağlamaktadır. Eğer şerbetlik dış kenara yerleştirilirse iç taraftaki kenara yakın tarafta salkım yapan arıların salkımı bozarak bu şerbetlikten şurup almaları zorlaşır. Bunun dışında kovan üstündeki şerbetliklerde hem kullanım hemde koloni beslenmesi açısından kullanışlıdır.
100) Arı Ekmeği nedir?
Arıların kendi yavrularını beslemek için doğadan topladıkları polenin, petek gözlerine depolarken, arının kendi bünyesinden kattığı salgılarla enzim, vitamin ve mineral içeriği zengin ve biyoyarayışlılığı arı polenine göre daha yüksek olan gıda maddesidir.
Kaynaklar
Modern Arıcılık Teknikleri 2008, Muhsin Doğaroğlu
Stefan Bogdanov 2000-Arıcılık araştırmaları İsviçre merkezi Arı ürünleri üzerine araştırma
Kumova, U., Korkmaz, A., 1999. Paket Arı Üretim Sistemi ve Türkiye Arıcılığı Açısından Kullanılma Olanakları. Teknik Arıcılık Dergisi.
Crane, E., 1984. The World’s beekeeping
Tohumlu Bitkiler Sistematiği, Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova, İzmir 1995
Bal arısı (Apis mellifera L.) kolonilerinin yaşamında polenin önemi, Yaşar Erdoğan, Ahmet Dodoloğlu,
Bayram , Ethem Akyol, Halil Yeninar, Cahit Öztürk Bal arılarında polen toplama süresinin koloni gelişimi ve bal üretimine etkisi,